DÜNYADA MUTLULUK MÜMKÜN MÜ ? ÖLÜMDEN KORKMAMAK MÜMKÜN MÜ?

2022 yılındayız. Sonunda zaman ayırıp sitede ilk defa “Dini Yazılar” kısmında bir yazı paylaşabiliyorum.

Etrafa ve kendimize baktığımızda, herkesin, istisnasız herkesin bir koşuşturmaca içerisinde olduğunu bir tek ben mi görüyorum? Eminim pek çoğunuz bunun farkındasınızdır. “Hayat koşuşturmacasından fırsat bulup …” şeklinde başlayan yazılar eminim görmüşsünüzdür. Neden koşuyoruz? Koşmak zorunda mıyız? Bir de ne için ve nereye koşuyoruz?

Yakın zamanda iş değiştirdim. Kurumsal büyük bir firmadan istifa edip daha küçük bir firmaya geçtim. Açıkçası iş değiştirmedeki en büyük nedenim, eski firmamda bir amacımın artık kalmamasıydı. Amaç olmayınca insan çalışmaya motive de olamıyor. Ben amaçsızlık ve motivasyonsuzluğumu farkettiğim anda daha çok çalışmaya amacımın ve motivasyonumun olacağı başka bir firmaya geçmeye karar verdim, ve geçtim de. Bu bahsettiğim çalışma hayatıyla ilgili bir meseleydi. Asıl sorulması gereken soru şu olmalı değil mi: “Yaşamamın amacı nedir?”. Derin bir nefes alıp bu soruyu kendinize sorun. Neden yaşamımın bir önemi var, ya da olmalı mı? Yaşamak nedir? İş hayatında olduğu gibi, yaşamımızla ilgili de motivasyonumuz ve amacımız olmadığı anda insan hayata karşı soğumaz mı?

Sizin hayatınız nasıl bilemiyorum. Bir söz vardır: “Herkesin bir imtihanı vardır”. Buna ben kesinlikle inanmaktayım. Dünya hayatı, yaşamımız, gerçekten de imtihan değil mi? İmtihan, yani sınav. Şu soruyu yöneltmek istiyorum: “Mutlu musunuz?”. Sizin cevabınızı bilmiyorum ama ben mutsuzum. Yaşamaktan mutsuzum. Mutsuzluğumun sebebi, dünyanın beni tatmin etmeyişidir. Ben dünyayı mutluluğun elde edildiği bir yer olarak görmüyorum. Bence dünyada mutluluk kimse için mümkün değildir. Sebebini şuna bağlayacağım: Dünya geçicidir. Sizi geçici olarak mutlu eden şeyleri düşündüğünüzde bunun farkına varacağınızı düşünüyorum. Beni mutlu eden pek çok şey var dünyada, ama bir o kadar da canımı sıkan ve beni üzen. Aslında bir denge var. Bazen geçici olarak mutlu oluyoruz, bazen de geçici olarak mutsuz ve üzgün. İşte bu değişkenlik ve geçicilik beni tatmin etmiyor.

Bu düşünceler çerçevesinde, ölüm fikriyatı size nasıl geliyor? Ölüm gerçekten çok kötü bir şey midir? Bazen şifası mümkün görünmeyen, sürekli acı çeken çok ağır hasta insanlar vefat ettiğinde kurtuldu diye bir cümle kurulur. Peki geri kalan insanlar için de ölüm bir kurtuluş olarak değerlendirilemez mi? Eğer ölümü bir yok oluş olarak görüyorsak, elbette ki ölüm hiç istenilen bir şey değildir. Bu yüzden etrafımda gördüğüm çoğu insan ölümle ilgili bir konu açıldığında “fazla adını anmayalım. bahsetmeyelim konuyu değiştirelim” şeklinde tepki veriyor. Çünkü ölüm fikriyatı, gerçekten de çok keskin. “Lezzetleri yıkan ölümü çok hatırlayın” (Tirmizi) hadisi şerifi ne kadar da net ifade ediyor bu durumu. İnsanlar, o anki mutlulukları, ümitleri, lezzetlerini unutturacak ölümü düşünmek istemiyorlar. Pek çok inançlı insanda dahi ölüme karşı bir soğukluk var. “Allah gecinden versin” lafı meşhurdur. Yani ölüm geç olsun manasında.

Dünyada mutluluk mümkün müdür? Ben şuna inanıyorum: Dünya insanın ruhuna dar geliyor. Dünyada olan olaylar, geçici mutluluk ve üzüntüler, heyecanlar ve hayal kırıklıkları ruhu tatmin etmiyor. Ruh sürekli sonsuz bir mutluluk, ve gerçek hakikatin, bilginin peşinde. İnsanlar ruhlarının bu taleplerini düşünceleriyle bastırıyorlar. Ve 2022 yılında, dünya hiç olmadığı kadar hızlı dönüyor. Günler hiç olmadığı kadar hızlı geçiyor ki, insanlar için geçim telaşı ve diğer dünya ile ilgili telaşlardan ruhlarını dinleyemiyorlar.

İnsan, daha iyi bir yere gideceğini bilirse, mutlak yok olmayacağını, gerçek bilgiye ulaşacağını ve sonsuz mutluluğa ulaşacağından emin olsa, buna katiyyen inansa, ölümden neden korkar! Elbette ki yüce yaratıcının emri olan “korku ve ümit arasında olmak” düsturunu terk etmemek gerekir. “Onlar korkarak ve ümit ederek Rablerine dua ederler” (Secde/16) ayeti ve “Bunların ikisi (korku ve ümit) bu hâlde bir kişinin kalbinde birlikte bulunduğunda Allah ona umduğunu verir ve korktuğu şeyden korur” (Tirmizi) hadisi şerifi buna işaret eder.

Gerçek mutluluk ve huzurun, ölümden sonra, yüce yaratıcıya kavuşunca gerçekleşeceğine inananlar dünyada tam manasıyla mutlu olamazlar ve ölümden de korkmazlar.

“Andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir. Ancak, iman edip de sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka (Onlar ziyanda değillerdir)” (Asr/1-3)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir